“Dövülerek yassılaştırılmış tellerden yapılmış büyük bir parçaydı; bu yüzden, yandan bakıldığında hepsi kayboluyordu, oval şekileri ara ara titreşiyor, kayboluyordu, tıpkı ortak merkez çevresinde, birbirine karmakarışık…
Menkul ve Makul Bir Yurt Tasarımı Olarak EV
Menkul ve makul bir mekan/yurt tasarımı olarak EV, varlığı sürekli kılan, buna imkan sağlayan bir ihtimaldir. İhtimaldir, çünkü ev varlığı yüklenir, hamallığını yapar. Yani menkul…
Madunun Dili Olarak Şiddet
(Şiddet üzerine karalamalar) “Kolektif dile yaşam alanı açılmazsa, öznenin sesi diğer bütün sesleri (mırıltıları) bastırmaya devam ederse madun şiddetin dilini benimseyecektir. Çünkü her varlık…
Meetings with Remarkable Men (1979) filminden bir sahne
Ortadaki adamın ardından birden çıkan şu “garip” dervişi görüyor musunuz?.. İşte o insanlıktır… Maksimum düznesizlikte raksıyla o derviş bizim halimizin aynasıdır, tıpkısının aynısıdır. Hep böyledir,…
newroz, çokluk, denge filan…
Çokluk/çoğunluk hakikatin mutlak ölçüsü olamaz elbet. Ancak bu, çokluğun malayani olduğu anlamına da gelmez. Hakikatin en sahih ölçüsü adalettir. En azından biz faniler için böyledir.…
Beşikçi’nin Goyiler Yazısına Dair…
– İsmail Beşikçi’nin “Roboski-Goyîler” başlıklı yazısını bütün Kürtlerin (ve Kürtlerle birlikte/yanyana yaşamak isteyen Türklerin de) okuması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle dille ilgili bölümleri. – Sebahat Tuncel’e…
17 Aralık ve saire…
Hamiş: “Cemaat” kavramı nurcuları kastetmek için kullanılmamıştır. Cem olan, bir arada bulunan insanları kastediyorum. 28 Şubat, Odatv, Ergenekon vs. davalarında neredeyse tutuklu sanık kalmadı artık.…
“Gezi”ye Dair…
Kaç gündür empati yapacağım diye iflahım kurudu. Ne yaparsam yapayım kendimi içine bir türlü sığdıramadığım, üstüme bir türlü olduramadığım bu “çapulcuların gürültüsü” karşısında aciz kaldım.…
“Özür Dileyen Maraba”
Kürtler çok uzun zamandır hasretini çektikleri bir süreci yaşıyorlar. Eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerine kavuşmak için bir asırdan fazla bir zamandır süren mücadelenin son demlerine geldiler.…
Kurtuluş ve Sefalet Üzerine
Benim için anlaşılması (çözülmesi?) ve dolayısıyla yazılması en zor roman kahramanım bu akşam telefonda 60’lı yıllardan bahsederken bana şunları söyledi: “Hangi ile gittiysem orada…
Kediler diyorum…
Evimin bir alt katında, yani bodrumda bir aile yaşıyor. Simsiyah bir anne ve üç tane de yavru. Yavrulardan hiçbiri siyah değil, koyu renkteler ama siyah…